Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi Çerçevesinde Türkiye Konaklama Sektörü Maliyet Analizi

Türkiye iktisadi analizinde ödemeler bilançosu incelendiğinde uluslararası faaliyetlerin milli gelir üzerindeki etkileri gözlenmektedir. İthalatın uzun yıllardır ihracatın altında kaldığı, dış ticaret açığının olduğu ülkemizde uluslararası turizm her dönemde ülkemize döviz kazandırma devam etmektedir. Türkiye’nin ödemeler bilançosu içinde cari işlemler hesabı altında bulunan turizm gelirleri ülkemizin cari açığının düşmesinde yıllardan beri olumlu katkı sağlamaktadır. Turizm geliri 2019 yılında 39 milyar ABD dolarına yaklaşmışken pandemi sürecinde düşmüş ve 2022 yılında tekrar yükselmiş ve 46 milyar ABD dolarını aşmıştır. Ülkemize 2019 yılında ve 2022 yılında gelen yabancı turist sayısı 51 milyon fazladır. Ortalama yabancı turist kişi başı harcama 2022 yılında 900 ABD dolarını aşmıştır lakin yükseltilmesi hedeflenmektedir. Basit bir hesapla her yabancı turistin %10 daha fazla harcama yapması ülkemize yaklaşık 5 milyar ABD doları daha fazla turizm geliri kazandıracaktır. Diğer yandan esas amaç olan kar olduğundan, bu amaca elde edilen gelirden mal ve hizmetlerin maliyetinin düşülmesiyle ulaşılmaktadır.

David Ricardo karşılaştırmalı üstünlük teorisinde ülkelerin karşılaştırmalı üstün olduğu alanda uzmanlaşır ise daha karlı bir dış ticaret yapabileceğini modellemiştir. Bu teori ülkelerin bazı mal ve hizmet üretiminde diğer ülkelere göre daha avantajlı olabileceğinin altını çizmiştir. Örneğin Türkiye’nin coğrafi konumu ile 4 mevsimin yaşanabileceği, uzun sahillerinin ve güneşli günlerinin bol olduğu tarihi ve kültürel varlıklarını yanı sıra gastronomisi ile de dünya ölçeğinde rekabet edebilecek durumu vardır. Akdeniz’e kıyısı olan tüm ülkelerin az ya da çok turizm alanında söz sahibi olduğu gözlenmektedir. İstanbul ve Antalya gibi marka şehirlerinin farklı turizm türleri için eşsiz özelliklere sahip olduğu istatistiki verilerle de ispatlanmıştır. Bu kitapta ‘Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi Çerçevesinde Türkiye Konaklama Sektörü Maliyet Analizi’ yapılmaktadır. Maliyetin oluşumunda ülkemizde bulunmayan ve ithal edilen hammadde, yarı mamul ve mamuller uzun yıllardır önemini korumuştur.

Öncelikle petrol ve doğal gaz gibi enerji kalemleri yurt dışından ithal edilmektedir. Kitap içinde reel efektif döviz kuru endeksi ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ekonomi politika belirsizliğinin de etkileri incelenmiştir. Özel sektörün ve kamunun dış borçları ülke ekonomisinin döviz hareketlerine karşı duyarlı olmasını gerektirmektedir.  Ulusal iktisadi faaliyetler, uluslararası iktisadi faaliyetlerden ve uluslararası konjonktürden, değişimden, dönüşümden bağımsız değildir, Uluslararası finans, mal ve hizmet hareketliliğine turizm bağlamında turist hareketliliği de eklendiğinde Türkiye’nin çok denklemli dinamik bir yapı içinde olduğu görülmektedir. Zaman ile değişen bu çok denklemli finans, mal ve hizmet ile turist hareketliliğini iyi okumak ve zamanın ruhuna göre pozisyon almak elzem olmaktadır. Bu kitapta 2023 yılı uluslararası iktisadi hayat içinde konaklama sektöründe maliyet oluşumu ve öngörülebilir gelecekte iktisadi eğilimler analiz edilmektedir. Şu an içinde olduğumuz ve gelmekte olan konjonktürde Türkiye turizminde önemli yer tutan konaklama sektörü karar alıcıların optimum iktisadi kararlar alabilmesi için bu kitapta yapılan araştırmalar ve analizler yer almaktadır. Dünya ekonomisini etkileyen birden fazla faktörün bir arada değerlendirilmesi ve olası etkilerin tahmin edilmesi Uluslararası rekabet ortamında göz ardı edilmemesi gereken bir olgudur. İktisadi değişkenler enflasyon, cari açık, bütçe büyümesi, döviz değeri ve faiz olarak özetlenebilir.

Türkiye turizminde konaklama sektörü maliyet analizi için, uluslararası trendler olarak, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, yarı mamul ve mamul üretim merkezi olarak Çin, petrol, değerli metaller ve doğalgaz ihracatçısı olarak Rusya’yı iktisadi açıdan analiz etmek gerekmektedir. Turizm ekonomisinin bir sürü dış etmenin etkisinde olan dinamik bir olgu olduğu unutulmaması gereken bir durumdur. Türkiye içinde bir sektörün maliyet analizi için öncelikle dış ülkelerin durumuna bakmak gereklidir. İthalatın 200 milyar dolardan yüksek olduğu ülkemizde, ABD dolardaki % 5 enflasyon ithalata ek 10milyar dolar, %10 enflasyon 20 milyar dolar ek maliyet getirecektir. Dış finansman kullanan firmalarım maliyeti her %1 faiz artışı ile 100 milyar dolar toplam borç için ilave 1 milyar dolar yük demektir. Birkaç yılda % 5 seviyesine gelen ABD merkez bankası FED faizi dış finansman faiz giderinin 4-5 katına çıkmasına neden olmuştur. Bu bağlamda ülke içi maliyet analizinde, uluslararası iktisadi analiz ve öngörülebilir gelecek ile ilgili beklentiler oluşturmak ve sürekli yeni veriler ışığında güncellemek gereklidir. Öncelikle dış ticaret ve finansman açısından fırsat ya da tehdit olarak Türkiye’ye yük getirmekte ya da yük hafifletmektedir. Uluslararası bağımsız değişkenlerin, birbirini ve ülkemizi nasıl etkileyeceği sorunsalı, vektörel analizi, büyültücü veya daraltıcı etkisi maliyet oluşumunun temelini oluşturmaktadır. Dünya ve Türkiye ekonomisinin dünya siyasetinden bağımsız olmadığı gerçeği vardır ama bu kitabın konusu değildir. Ekonomide karar alıcılar, iktisadi gidişata etki etmekte olduğu ayrıca unutulmamalıdır. Karar alıcılar neyi hedeflemektedir, iktisadi bakış açıları ve iktisat politikaları maliyetin oluşumuna etki etmektedir. Türkiye içi maliyet oluşumunu, bu bağlamda dış iktisadi faktörleri analiz etmeden oluşturmak mümkün değildir. 2023 yılı Mart ayında dünyada ne değişim var anlamaya çalışılacaktır. Bütün bunlara ek olarak büyük depremlerin insani felaket oluşturmasın yanı sıra kamu ve özel sektörde maliyet artırıcı bir yük getirdiği gerçeği vardır. Farklı kurum ve kuruluşların hesaplamaları yaklaşık olarak yıkım ve yeniden inşa 100 milyar ABD doları üzerinde olduğu görülmektedir.

Türkiye’de üretim ithal hammadde ve yarı mamullere bağlı durumdadır, ithal edemeyince kapasiteleri düşmektedir, üretim düştüğünde işsizlik oluşur, iç ticarette vergi geliri azalır, mal üretimi azalınca fiyatlar yukarı yönde baskılanır, enflasyon tetiklenir, son olarak ihraç edilebilecek mal azalır. İhracat azalınca döviz geliri de düşer.Turizm ülkemize uzun yıllardır döviz kazandıran önemli bir sektördür. Turizmde çeşitlendirmelere gidilerek farklı bütçede olan yabancı turistleri ülkemize çekebilmekteyiz, bu bağlamda lüks turizm olarak adlandırılan kişi başı harcamanın çok yüksek olan turist grubunu hedeflemeli ve üst segment olan yabancı turistlere yönelik turizm ürünleri arz etmeliyiz.

Kitabın birinci bölümünde iktisat biliminin evreleri anlatılmaktadır. İkinci bölümde Türkiye turizmi, üçüncü bölümde konaklama işletmeleri ele alınmıştır.

Dr. Mehmet Tevfik İZGİ

Previous
Previous

Ayarlı Kütle Sönümleyicilerinin Optimum Ayarlanması

Next
Next

Klinik Yönleriyle Topografik Anatomi